Bu makaleyi “İçsel huzur nerededir?” sorusunu düşünerek açmış olabilirsiniz. Eğer kastettiğiniz, “Hayatımı mahveden olayları nasıl durdurabilirim?” ise ne yazık ki cevabı: “hiçbir şekilde”. Yaşam için “duraklat düğmesi” henüz keşfedilmedi. Eğer keşfederseniz bize de söyleyin! Bizim de ihtiyacımız var.
Ama eğer kastettiğiniz bu değil de, “Kötüye giden her şeye rağmen hayatımı yaşayıp huzur ve dinginliği nasıl bulabilirim?” ise, bu sorunun cevabı var.
İlaç ve Alkol
Birçok insan ilaçlara ya da alkole güveniyor. Ama bunların etkisi geçince eski hayatınıza geri dönersiniz. Aynı zamanda neredeyse hepsinin bağımlılık yapıcı etkileri de olduğundan, hayatınızı mahvetmeden bu tür maddeleri kolayca bırakamazsınız.
Bazı insanlar farkındalık aktivitelerine yönelirken bazıları da meditasyona merak salar. Kimisi besin takviyesi alırken kimisi “şifalı” taş taşır. İçlerini dökmek amacıyla yastıklarına bağıranlar bile var. “Nasıl huzur bulabilirim?” sorusuna dünyadaki insan sayısı kadar alternatif cevap var neredeyse.
Huzur tek bir insanda
Hristiyanlığın verdiği cevap daha zor olsa da umut vericidir: Huzur tek bir insanda, İsa Mesih’tedir. Ne de olsa O’nu bu şekilde düşünmemizi isteyen de bizzat kendisidir: Şu sözleri O söylemiştir: “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur. Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir” (Matta 11:28-30).
Söylediklerinden yola çıkarak açıkça görürüz ki demek istediği, “Bütün problemlerini ortadan kaldırıp sizlere kolay ve rahat bir hayat sağlayacağım” değildir. Mesih, öğrencilerine O’nun yüzünden reddedilecekleri ve zulüm görecekleri konusunda zaten uyarmıştı.
Ayrıca, ölümünden birkaç saat önce de öğrencilerine şu sözleri söylemiştir: “Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın” (Yuhanna 14:27). Dünya insana tam olarak nasıl huzur verir? Yukarıda, dünyada geçici huzur yaratan ilaçlar ve tekniklerden söz etmiştik. İsa Mesih ise farklı bir yolla esenlik vereceğini söylüyor. Ne bir ilaç ne de meditasyon tekniği öneriyor; aksine, takipçilerine sadece “kendi esenliğini” veriyor.
İnsandan insana aktarılabilen huzur
İsa Mesih’in esenliği öyle bir esenlik ki diğer insanlara da aktarılabiliyor. İşin içine büyük ölçüde gizem unsuru girse de, (öyle ya, esenliğinizi bir başkasına nasıl aktarabilirsiniz ki?) bütün Hristiyanlar asırlardır bunu bizzat yaşadıklarını söylüyorlar. Mesih’in ilk takipçilerinden Pavlus bunu “yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacak” (Filipililer 4:7) güçte olan ve akıllara durgunluk veren Tanrı’nın esenliği olarak tanımlamıştır.
Bu makalenin yazarı olarak içimden gelenleri konuşmak, hissettiklerimi söylemek isterim. Deli olduğumu düşünmekten çekinmeyin! Ama benim için sağlam bir kayaya basmak anlamına geliyor bu. Hayatım çok kötü gidebilir, bir anda korkunç şeyler yaşayabilirim, hatta yastığa bağırmam bile gerekebilir. Ama nihayetinde bunlarla uğraşmak zorunda değilim. Bana önem verip kol-kanat geren biri var her zaman. Korkudan, hayal kırıklığından ve acıdan tamamen sıyrılmasam da bu güç, ayaklarımın altındaki sağlam kaya, akıllara durgunluk veren huzur ve esenlik hep benimledir. Korkunç olayların tümü bir sel gibi şiddetle üzerime gelse bile, Mesih yanımda olduğu için korkmam.
Bu ayrıcalık sadece bana ait değil
Burada bana özgü bir durum yok. Her zaman inançlı biri değildim. Mesih’i tanıdığım yıllar içinde hastalıkla, sakatlıkla, yoksullukla, bakmakta yükümlü olduğum insanların yakınmalarıyla, evliliğimi ve sağlığımı mahveden bir sürü şeyle mücadele ettim. Ve hâlâ tek parçayım. Güçlü olduğumdan değil, İsa Mesih benimle beraber olduğu için. O kendi esenliğini bana verdi.
Dirilişinden sonra da en çok kullandığı selamlamalardan biri buydu: “Esenliğim üzerinize olsun!”. Basit bir dilek cümlesinden daha fazlasıydı bu, bir vaatti. Yeryüzündeki en kötü şey olan ölümü yenerek esenliğini diğer insanlara hediye etti. Aslında söylediği şey tam da buydu. Söylediği gibi “Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünya’da sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” (Yuhanna 16:33).
Hristiyanlar İsa’yı “Esenlik Prensi” olarak adlandırır ve ona inanan herkes için vaadinin (“Esenliğim üzerinizde olsun!”) hâlâ geçerli olduğuna inanırlar. Bu yüzden bir Hristiyan’a “Huzur neredir?” diye soran birinin alacağı yanıt bellidir: İsa Mesih’te.