Salmon, Rahav’dan doğan Boaz’ın babasıydı,… (Matta 1:5a)
İsa’nın soy ağacındaki bu birkaç sözcüğün ardında dikkat çekici bir evlilik bulunmaktadır. Belki Rahav’ı hatırlıyorsunuzdur. İsraillilerin ülkeyi fethetmek üzere olduğu dönemde Eriha’da yaşayan bir fahişeydi.
Rahav, Tanrı’nın İsrail halkını Mısır’dan nasıl çıkardığını duymuş, Rab’be inanmıştı. Dolayısıyla Yeşu onun kentine casuslar gönderdiğinde Rahav onları evinin damında saklayarak korudu ve güvenli bir biçimde geri dönmelerini sağladı. Onlar da Eriha düştüğünde onu ve ailesini korudular.
Peki sonra ne oldu? Bilmiyoruz. Rahav tarihin içinde gözden kayboldu. Bir fahişe… Bir Kenanlı… Ve İsa’nın atalarından biri. Bir dakika! Ne dediniz?
Bir şekilde Rahav, “Yahuda oğullarının önderi” Naşhon’un (1. Tarihler ) gelini oldu. Kocası Salmon çok önemli bir aileye mensup bir kişiydi. Bir Yahuda önderinin, Rahav’ın geçmişine sahip bir kadınla nasıl evlenebildiğini bilmeyi çok isterdim!
Ama böyle bir evlilik bile, her ne kadar dengi dengine olmasa da, Tanrı’nın bizle yaptığı evlilikteki denk olmama durumuyla kıyaslanamaz. Tanrı, hepimizi kurtarmak için oğlu Mesih İsa’yı gönderdi. Hatta Kutsal Kitap bize ‘‘Tanrı’nın Halkı’’ ve uğruna canını verdiği ‘‘Eşi’’ diyor. O bizim uğrumuza, bizi kendisinin yapabilmek için, kendi yaşamını feda etti.
Şimdi İsa’nın soy ağacında böylesine denk olmayan bir evliliğin bulunması anlaşılır hâle geliyor. O da dengi dengine olmayan fakat harika bir evlilik yapmak için, bizi kendisine ayırdı.
Biz bir zamanlar yabancıydık, kendi utanç ve günah yüklerini taşıyan günahkârlardan başka bir şey değildik. Ama yerin ve göğün Rab’bi bize baktı, bizi sevdi, ve bizi kendi halkı yapmak için yeryüzüne geldi. Ölümü ve dirilişi yoluyla, bizden bütün utanç lekelerini ve kötülüğü silip attı. Bunların yerine bize bağışlama, sevinç, kutsallık ve sonsuz yaşam verdi. Ve hepsinden güzeli; bize kendisini verdi.
DUA: Sevgili Rab’bim. Bizi sevdiğin ve bizi arayıp bularak kendinin kıldığın için Sana şükürler olsun Amin.