İbrahim İshak’ın babasıydı, İshak Yakup’un babasıydı, Yakup Yahuda ve kardeşlerinin babasıydı, Yahuda, Tamar’dan doğan Peres’le Zerah’ın babasıydı… (Matta 1:2-3)
Yaratılış 38 bize Tamar ve Yahuda’nın hikayesini anlatır. Bu öyle üzücü bir hikayedir ki İsa’nın ailesinde değil, bir pembe dizide görmeyi bekleriz. Yahuda’nın en büyük oğlu Tamar adında bir kadınla evlendi ama bu çok uzun sürmedi. “Yahuda’nın ilk oğlu Er, RAB’bin gözünde kötüydü. Bu yüzden RAB onu öldürdü” (Yaratılış 38:7).
Bir kişi eşi ölen dul kadının ihtiyaçlarını karşılamalı ve ölen adamın soyunu sürdürmeliydi. Bu yüzden yöresel geleneklere göre Yahuda Tamar’ı ikinci oğluyla evlendirdi. Ancak burada da sıkıntı vardı. Yeni koca Tamar’ı utandıracak şekilde davranarak verdiği sözü çiğnedi. Rab onu da öldürdü.
Ya şimdi? Geriye bir oğlan kalmıştı. Ancak Yahuda onun da öleceğinden korkar olmuştu. Bu yüzden Yahuda çocuksuz, hiçbir geleceği olmayan Tamar’ın durumuna göz yumdu.
Ancak Tamar aptal değildi. Yahuda’nın duyarsızlığını fark ettiğinde, onu kandırdı ve kendisini Yahuda’dan ikiz çocuklara gebe bıraktı. Onlardan biri olan Peres İsa’nın atalarındandır.
Ne karmaşa ama! Eminim sen de böyle karmaşık aileleri duymuşsundur. Hatta sırların, kavganın, huzursuzluğun, dedikodunun, utancın, ihanetin ve acının bolca olduğu bir aileden bile geliyor olabilirsin. Geleceğe umutla bakmak yerine kederleniyorsun.
Ancak İsa bizim hayatımız ve ilişkilerimizdeki suçluluk, utanç, karmaşaya rağmen bize geldi. Durumumuzu iyi anlar çünkü oda böylesi bir ailede doğdu. Tanrı insan olduğunda, bizim dünyamızı kendi dünyası, ve bizim ailemizi kendi ailesi yaptı. Doğumu, acıları, ölümü ve dirilişiyle İsa bizi sonsuza dek kendisine ait kılıyor.
Dua: Rabbimiz beni sevdiğin ve ailenin bir parçası yaptığın için sana şükürler olsun! Amin.