… Boaz, Rut’tan doğan Ovet’in babasıydı,Ovet İşay’ın babasıydı, İşay Kral Davut’un babasıydı. … (Matta 1:5b-6a)
Rut da İsa’nın soy ağacında görmeyi ummayacağınız kişilerden biridir. Bir yabancıydı, Moavlıydı. Beytlehem’de, kaynanasına destek olmak için tarlalarda çalışan bir sığınmacıydı. Onun öyküsü, Kutsal Kitap’ın Rut bölümünde anlatılır.
Rut, İsrail’in Tanrısı Rab’be inanan biriydi. Tanrı’yı tanımayı, genç yaşta ölen İsrailli ilk kocasıyla evliliği sırasında öğrenmişti. Kocasının ölümünden sonra Rut Rab’be ve onun kendisine verdiği aileye sarıldı ve İsrail ülkesinde yaşamak üzere memleketinden ayrıldı. O noktada Rut’un hemen hemen hiçbir şeyi yoktu. Ama Tanrı onu gözlüyordu ve ona her şeyi verdi: Bir ev, bir koca, bir aile ve İsa’nın ataları arasında saygın bir yer.
Peki ya sen? Birçok insan gibi senin de neredeyse hiçbir şeyinin olmadığını hissettiğin bir zaman olmuştur diye tahmin ediyorum. Belki işini kaybettiğin bir dönemde, bir eşyana haciz geldiğinde, ya da boşandığın zaman olabilir. İhtiyaç duyduğun maddi şeyleri büyük ölçüde yitirdiğin herhangi bir zaman. Ya da belki malının mülkünün olduğu, ama, arkadaşlarını, aileni, aşık olduğun kişiyi, toplumdaki yerini ya da huzurunu yitirdiğin bir dönem yaşamışsındır.
Böyle zamanlar diz çöküp Rab’be yönelmeye, O’na, “Ya Rab, kurtar beni!” diye dua etmeye zorlar bizi. Kendi kendimize yardım edemeyeceğimizi biliriz ama O bize yardım edebilir ve edecektir de. Bizim uğrumuza yüceliğini, saygınlığını ve kudretini bir kenara bırakıp çaresiz bir bebek olarak dünyaya gelen Tanrı, bize fazla gecikmeden yardım edecektir. O bizi aklından ve kalbinden hiçbir zaman çıkarmaz.
İsa bizi derin bir sevgiyle sever ve O bizim Kurtarıcı’mızdır. O’nun acı çekişi, ölüşü ve ölümden dirilişi hep bizim içindi. O bizim yaşamımız, umudumuz ve esenliğimizdir. Rab bizim olduğu zaman, hiçbir şeyimiz eksik değil demektir.
DUA: Sevgili Rab, biz sorunlarla başa çıkmaya çalışırken sen bize yardım et. Sana dayanmayı, ihtiyacımız olan her şeyi Sende bulmayı bize öğret. Amin.