O günlerde Meryem kalkıp aceleyle Yahuda’nın dağlık bölgesindeki bir kente gitti. Zekeriya’nın evine girip Elizabet’i selamladı. Elizabet Meryem’in selamını duyunca rahmindeki çocuk hopladı. Kutsal Ruh’la dolan Elizabet yüksek sesle şöyle dedi: “Kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü de kutsanmıştır! Nasıl oldu da Rabbim’in annesi yanıma geldi? Luka 1:39-43
Luka Meryem’in, hiç vakit kaybetmeden Elizabet’in evinin yolunu tuttuğunu yazar. Meryem, yaşadığı mucizeye inanacak ilk iki kişinin Zekeriya ile Elizabet olduğunun farkındaydı. Kendileri de benzer bir tecrübe yaşadıkları için Meryem’in bebeğinin de Tanrı’dan gelen bir mucize olduğunu anlarlardı. Gerçekten de, hamilelik dönemindeki sabah yorgunluğu, kaygı, hüzün gibi durumları yaşarken bir süre evlerinde kalması için Elizabet ve Zekeriya onu şefkatle kabul ettiler.
Elizabet’in evi, Meryem’in bir süre rahatlayıp huzur bulabilmesi için adeta evden uzakta olan bir ev gibiydi. Aslında hepimiz böyle bir yere ihtiyaç duyarız, değil mi? Yargılanmayacağımız, utanmayacağımız, kendimizi diken üstünde hissetmeyeceğimiz bir yer hepimizin ihtiyacıdır. Sevildiğimiz, kendimizi güvende hissettiğimiz böyle bir eve bizim de sığınmamız gerek.
Tanrı’nın bize verdiği müjde, Meryem gibi bizim de evden uzak bir evimiz olduğudur. Bu “ev”, bir yer midir peki? Hayır, daha da iyisi: bir insandır! Bizleri kendi çocukları gibi önemseyip bağrına basan bir insan. “Tanrı sığınağımız ve gücümüzdür, sıkıntıda hep yardıma hazırdır” diyor Kral Davut (Mezmurlar 46:1).
Tanrı, dünyaya İsa Mesih olarak geldiğinde kendisini bizler için sığınak yaptı. Bizi kötülükten kurtarmak için hayatını feda ettikten sonra korkularımız dâhil her şeyin yönetimini elinde tutan tek güç olarak dirildi. Nitekim utananlara, yargıdan korkanlara, çekingenlere şöyle diyor: “Baba’nın bana verdiklerinin hepsi bana gelecek ve bana geleni asla kovmam. Çünkü kendi isteğimi değil, beni gönderenin isteğini yerine getirmek için gökten indim. Beni gönderenin isteği, bana verdiklerinden hiçbirini yitirmemem, son gün hepsini diriltmemdir” (Yuhanna 6:37-39).
Günün Duası: Sevgili Rab’bim İsa, beni kendine çağırdın. Tüm kalbimle sana güvenerek sonsuza dek sende kalmamı sağla. Amin.