“Böylece Yusuf da, Davut’un soyundan ve torunlarından olduğu için Celile’nin Nasıra Kenti’nden Yahudiye bölgesine, Davut’un kenti Beytlehem’e gitti. Orada, hamile olan nişanlısı Meryem’le birlikte yazılacaktı.” (Luka 2:4-5)
Kolay bir yolculuk değildi herhalde. Yusuf’un yasal nedenlerden dolayı Beytlehem kasabasına gitmesi gerekiyordu ve karnı burnunda olan Meryem’i de beraberinde götürmüştü. Sanılanın ikisinin de yürüyerek yolculuk etmiş olma ihtimali yüksektir. Kutsal Kitap’ta Meryem’in bir eşeğe bindiğine ilişkin bir şey yazmıyor. Ve bu yolculuk yüz kilometreden uzun bir yolculuktu.
Yusuf neden Meryem’i memlekette bırakmadı acaba? Meryem ona iyi bakacak kadın akrabalarının yanında daha rahat etmez miydi? İhtiyaç durumunda uygun bir ebe daha kolay bulunmaz mıydı böylece? Bilmiyoruz. Belki de İsa’nın doğum yerinin Beytlehem olacağına ilişkin peygamberlik sözünü anımsamışlardı. Belki Yusuf, eşini dedikoduların ortasında yalnız bırakmak istememişti.
Ve doğum bir handa olmadı; çünkü orada onlar için yer yoktu. İlk kez anne olacak bir kadının doğum sancıları başlamıştı, acaba Yusuf yardım edecek birini bulabildi mi? Kim bilir? Ve sonunda, sevimli mi sevimli bir bebek. Kimse bebeğin üstüne basmasın, fareler O’nu ısırmasın diye yemliğe konulmuştu belki de. Evet hem de Tanrı Oğlu’nun doğumundan söz ediyoruz.
Yusuf’un ve Meryem’in istediği bu değildi. Planladıkları bu değildi. Ama Tanrı’nın seçimi, buydu. Bu bize Tanrı’nın bizi ne kadar çok sevdiğini gösteriyor; biricik Oğlunu bu şartlar altında dünyaya gönderdi çünkü. Bu bize, Kurtarıcımız İsa’nın bizi ne kadar çok sevdiğini gösteriyor. Bizim dertlerimizi, bizim sıkıntılarımızı, bizim yoksulluğumuzu, bizim kederlerimizi başlangıçtan beri paylaştığını gösteriyor. O, peygamberin Yeşaya 53.bölüm 3.ayette önceden bildirdiği gibi “hastalığı yakından tanıyan acılar adamı” olmak üzere, bile isteye dünyaya geldi (Yeşaya 53:3).
Ve sonra, bütün bunlar karşısında zafer kazanmış olarak ölümden dirildi -kötülüğü, günahı, ölümü, şeytanın gücünü yenmiş olarak. O bunu senin için yaptı. Senin ve benim için. Bizi sevdiği için. O bizim acılarımızı paylaştığı gibi biz de şimdi O’nun sevincini ve sonsuz yaşamını paylaşıyoruz. İsa İmmanuel olmak, sonsuza dek Bizimle-Olan-Tanrı olmak üzere dünyamıza geldi.
Dua Edelim: Ya Rab, bizi bu kadar çok sevdiğin için şükürler olsun. Beni kendine çek. Amin.
Düşün & Tartış
- Senin doğumun nasıl olmuş?
- Birinin seni gerçekten sevdiğini nasıl bilirsin?