“Aynı yörede, sürülerinin yanında nöbet tutarak geceyi kırlarda geçiren çobanlar vardı. Rab’bin bir meleği onlara göründü ve Rab’bin görkemi çevrelerini aydınlattı. Büyük bir korkuya kapıldılar.” (Luka 2:8-9)
Çobanlar o ilk Noel gecesi görecekleri şeyi görmeyi bekliyorlar mıydı, pek sanmıyorum. Belki evlerinden çıktılar, yemeklerini yediler ve çocukluklarından beri yaptıkları gibi kırlara çıktılar. Her zamanki gibi koyunlara göz kulak olacak, onları kurtlardan koruyacak, çobanlık edeceklerdi. Eğer kuzulama mevsimiyse, ki muhtemelen öyleydi, çobanlar ayrıca koyunları kontrol ederlerdi hiçbirinin doğumla ilgili bir sıkıntısı olmasın diye. Diğer zamanlardaysa fazla yapacak bir şey yoktu. Karanlık bir gece. Belki yıldızlar. Sessizlik. Uyanık kalmak için belki birbirlerine hikayeler anlatırlar, ya da oyun oynarlardı.
Ve tam o sırada! Semavi bir ışık bütün çayırlığı gündüz gibi aydınlatıverdi. Daha önce gördükleri hiçbir şeye benzemiyordu! Şu var ki, gördüklerinin bir melek olduğunun biliyorlardı, böyle hikayeler dinlemişlerdi çünkü. Ve paniğe kapıldılar. Bu sıradan bir iş günü değildi.
Ama yine de çobanlar olması gereken zamanda meleği görmek için doğru yerdeydiler. Neden mi? Çünkü her zamanki işlerini yapıyorlardı. Sadakatle ve sessizce, tıpkı bizler gibi. Tanrı onlarla buluşmak için onların çalıştıkları yeri seçti. Bir tapınağı değil, hayvan kokularıyla, gebe koyunlarla dolu bir çayırı. Çobanların eşleri, anneleri onların giysilerini yıkamak zorunda kalacaklardı sabahleyin. Çobanlar, bebek İsa’yı görmeye işçi kıyafetleriyle gittiler. Tanrı onların gerçek, sıradan, her günkü dünyasına gelmişti. Bize de aynen böyle geliyor.
Tanrı’yla buluşmak için takıp takıştırmaya gerek yok. O bizim olduğumuz yere geliyor. Kurtarıcımız olan İsa bize bir öykü kitabında gelmiyor. Geçmiş olaylarla ilgili bir resminde de gelmiyor. O bize gerçek hayatta geliyor. Gerçekten bizi istiyor ve bize kendi yaşamını veriyor. Ve İsa bize kendisini vaat ediyor.
Dua Edelim: Sevgili Rab’bim, beni sana hayalimde değil gerçekte yaklaştır. Her günkü yaşamımda benimle ol ve sana güvenmemi sağla. Amin.
Düşün & Tartış
- Tanrı’yla nerede karşılaşmayı umuyorsun? Nerede onunla karşılaşacağını düşünmezsin?
- Yaşamının beklenmedik bir evresinde Tanrı’nın etkin olduğunu gördüğün oldu mu?
- Sence neden Tanrı iyi haberi başka kişilere değil de önce çobanlara duyurdu?