“Elizabet’in hamileliğinin altıncı ayında Tanrı, Melek Cebrail’i Celile’de bulunan Nasıra adlı kente, Davut’un soyundan Yusuf adındaki adamla nişanlı kıza gönderdi. Kızın adı Meryem’di…” (Luka 1:26-27).
Bu ayetlerin başlangıç kısmı özellikle hoşuma gidiyor: “altıncı ayında Tanrı, Melek Cebrail’i … gönderdi.” Zihnimde absürt bir imge oluşuyor; sanki Cebrail, Elizabet’in doğum yapışının ardından bir bir ayları sayıyormuş. Sonra Tanrı’nın, “Gitme vaktin geldi” dediğini duymuş. Biliyorum çocukça ama bana Tanrı’nın bizim yaşamlarımıza ne kadar yakından baktığını ve ilgilendiğini hatırlatıyor bu imge. Hatta ilgilenmiyormuş gibi göründüğü zamanlarda bile. Çünkü çoğu zaman böyle hissediyoruz, yalan mı? Şöyle bir etrafımıza bakıyoruz ve evrenin yaratıcısının bizim küçük yaşamlarımızı önemseyebileceğine, bizimle ilgili olduğuna inanasımız gelmiyor.
Ya da eğer kederliysek, ya da acı çekiyorsak, terk edilmiş hissedebiliyoruz kendimizi, – hatta Tanrı’nın bizi bile-isteye terk ettiğini düşünebiliyoruz. Nerede O? diye soruyoruz kendimize. Ama duygularımızın söylediğinin aksine, Kutsal Kitap bize Tanrı’nın bizi izlemekte olduğunu bildirir. Bizimle, düşünebileceğimizden çok daha yakından ilgilendiğini.
Matta 10.bölüm 30.ayette İsa şöyle diyor: “Başınızdaki saçlar bile sayılıdır” (Matta10:30). Yeşaya kitabı 49.bölüm 15.ayette de şunları okuyoruz: ‘Ama RAB, ‘Kadın emzikteki çocuğunu unutabilir mi?’ diyor, ‘Rahminden çıkan çocuktan sevecenliği esirger mi? Kadın unutabilir, ama ben seni asla unutmam. Bak, adını avuçlarıma kazıdım, duvarlarını gözlüyorum sürekli’ diyor.” (Yeşaya 49:15-16a).
Tanrı bunları gerçekten de aynen söylediği gibi yaptı. Tanrı bu dünyaya insan bedeninde geldiğinde İsa avuçlarına bizim işaretlerimizi aldı -çarmıha gerildiği zaman ellerine çakılan çiviler O’nun bize olan sevgisinin kanıtlarıdır. O ölümden dirildiği halde, şimdi bile bu işaretleri avuçlarında taşımaktadır. Gerçekten de O bizi asla unutmayacak, bizi asla göz ardı etmeyecektir.
Dua Edelim: Sevgili Rab’bim, senin bu dünyaya benim için geldiğini kavramama, buna iman etmeme yardım et. Amin.
Düşün & Tartış
- Küçümsendiğini veya unutulduğunu hissettiğin zamanlar oldu mu? Anlatır mısın?
- Birinin seni gerçekten önemsediğini -gerçek anlamda sevdiğini- sana ne gibi şeyler gösterir?
- Kendini yalnız ve önemsiz hissettiğinde, Tanrı’nın sevgi dolu ilgisini kendine hatırlatmak için ne yaparsın?
1 Yorum