Meryem, üç ay kadar Elizabet’in yanında kaldı, sonra kendi evine döndü. (Luka 1:5)
Tanrı Meryem’e çok iyi davrandı. Ona hamileliğine anlayışla yaklaşabilecek, dediklerine inanabilecek bir ailenin yanında üç ay huzur içinde dinlenebilme fırsatı verdi. Meryem’in düşünmek ve dua etmek için fırsatı oluyordu. Tanrı’nın onun yaşamında yaptığı bu değişikliğe uyum sağlamak için zaman bulabiliyordu. O berbat sabah bulantılarını atlatmak için de yeterli zamanı oluyordu ayrıca!
Ve sonunda eve dönüş günü geldi çattı. Kim bilir bu Meryem için ne kadar zor olmuştur? Anne babasına söylemesi gerekecekti. Ona inanacaklar mıydı? Yusuf’a söylemesi gerekecekti? Acaba Yusuf nişanı atar mıydı? Meryem bilmiyordu. Bütün bildiği Tanrı’nın elinin onun üzerinde olduğuydu. Her şey Tanrı’nın kontrolündeydi, olup biten her şey. Ve bu yeterliydi.
Bizim de böyle korkutucu yüzleşme anlarımız olmuyor mu? Ve bazen işin en zor yanı da sırada neyin oluğunu bilememek. Bir bilinmeze doğru yürüyoruz öyle zamanlarda. Ama bildiğimiz bir şey var: Tanrı buradadır, o bizim gideceğimiz yolu hazırlamaktadır, Kurtarıcımız İsa Mesih olarak dünyaya geldiği zamanki sevgisiyle bizi sevmekte ve gözetmektedir.
Bizim için çarmıh üzerinde canını veren Rab, ileride yaşayabileceğimiz korkulu anlarda da yanımızda olacaktır. Yalnız yürümeyeceğiz. Ölümden dirilmiş olan İsa, bizimle birlikte olacak, O’nunla el ele yürüyeceğiz.
Dua Edelim: Sevgili Rab’bim İsa, korktuğum zamanlarda sana güvenebilmem için bana yardım et. Amin.
Düşün & Tartış
- Seni en çok korkutan şeyler nelerdir?
- Korktuğun zaman kendini daha iyi hissetmek için ne yaparsın?
- Tanrı’nın senin bugününü olduğu gibi geleceğini de ellerinde tuttuğunu bilmek sana iyi geliyor mu? Neden?