Ama askerlerden biri O’nun böğrünü mızrakla deldi. Böğründen hemen kan ve su aktı. (Yuhanna 19:34)
Öldüğünden emin olmak istemişlerdi. Bu yüzden de askerlerden biri bir mızrakla İsa Mesih’in böğrünü delerek böğründen kan ve suyun akmasına sebep oldu. Ölü olduğunu anlamak için yeterli bir kanıttı bu; nitekim vücut tam anlamıyla ölü olana kadar kırmızı kan hücreleri ve plazma birbirinden bu şekilde ayrılmazdı. Askerler emin olmuşlardı. Ardından Pilatus, cesedin alınmasına izin vermişti.
Aslına bakarsanız İsa’nın öldüğünden emin olmak ve O’nu ölü tutmak için çok büyük işlerin içine girdiler. İlk önce açık alanda çarmıha germe cezası verdiler. Sonra, Yuhanna’nın şahit olduğu gibi böğrüne bir mızrak sapladılar. En sonunda da birinin bedeni çalıp İsa’nın hayatta olduğunu iddia etmesini engellemek için mezarı resmi bir şekilde mühürleterek ve gardiyanlar görevlendirerek mezarı koruma altına aldılar.
Ama planlarına bunların hiçbirisinin zerre kadar faydası olmadı. Yaptıkları hamlelerin hiçbirisi İsa’yı mezarda tutamadı. Elindeki çivilerle böğründeki mızrak izlerini, dirilişinden sonra korkmuş öğrencileriyle buluştuğunda kim olduğunun bir kanıtı olarak kullanacaktı. Mezarın üzerindeki mühre ne oldu peki? Büyük ihtimalle İsa, giderken mezar kapısını açmaya bile gerek duymadı. Bu yüzden mühür ve askerler, deprem olunca taşı yuvarlayarak üzerine oturan meleğin gelişine kadar yerlerinde kalmış olabilirler.
İsa Mesih’i yapmak istediği şeyden alıkoymak imkânsızdı ve günümüzde de durum böyledir. Böğrüne saplanan bir mızrakla bileklerine saplanmış ağır çiviler bunu becerememişti. Mühürlenmiş ve korunaklı olan bir mezar da. Aynı şekilde sizin veya bizim günahlarımız da Mesih’i işinden alıkoyamaz.
Mesih dirildi ve artık hiçbir zaman ölmeyecek. O’na inananlara sonsuz yaşam hazırlıyor. O’na inandığın sürece günahlarının hiçbirisi İsa’nın seni halkına dâhil etmesine engel teşkil edemez. O seni seviyor. Senin bağışlanmanın gerektirdiği bedeli İsa kendi canıyla ödedi. O’na iman edelim.
GÜNÜN DUASI: Sevgili Tanrı’m, seni kimsenin engelleyemeceğini biliyorum. Beni her zaman kendinde, güvende tut. Amin.