Askerler İsa’yı alıp götürdüler. İsa çarmıhını kendisi taşıyıp Kafatası –İbranice’de Golgota– denilen yere çıktı. (Yuhanna 19:17)
İsa kırbaçlanmasından, alay edilmesinden ve yargı giymesinden sonra kendi çarmıhını kendisi taşıyarak Golgotaya götürüldü. Bugün haç olarak adlandırdığımız şeklin büyük ve iki parçalı haliydi çarmıh. Dikey bir parça zemine sabitlenmiş, başka bir parça ise onun üst kısmına yatay şekilde çivilenmişti.
Büyük bir çarmıh elli kilodan fazlaydı. Bu sağlıklı bir erkek için bile epeyce büyük bir yüktü ki susuzluktan ve kamçılanmaktan zayıf düşmüş yarı ölü bir durumda olan İsa bunu nasıl taşısın? Hem mesafe çok fazlaydı hem de güçsüz düşmüştü.
Bu yüzden askerler bu işi yapması için izleyicilerden Kireneli Simun adında birini getirdiler. Herkesin içinde çarmıhı taşımak her ne kadar aşağılayıcı bir iş olsa da Kireneli Simun sanki kendisi bir suçluymuş gibi taşıdı çarmıhı. Romalı askerlere hayır diyemezdiniz zaten.
Belli bir süre sonra İsa çarmıha çivilendiği zaman iki parça birbirine oturdu. Tüm insanlığın görmesi için sergilenen Tanrı’nın Oğlu, yer ve gök arasında asılı duruyordu.
Antik dönemelerde bu sahne dünyanın en utanç verici sahnesiydi. Romalılar “çarmıha gerilmek” üzerine yemin bile ederlerdi. Müslümanlar bile bugün çok acınası bir durum olduğu için İsa Mesih’in çarmıha gerildiğini kabullenemiyorlar; kutsal bir adamın bu şekilde ölmesine Tanrı izin vermezdi diye mantık yürütüyorlar.
Tanrı izin verdi çünkü O’nu bu göreve Tanrı atamıştı. Bu ölüm Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’tan oluşan tek Tanrı tarafından kararlaştırılmıştı. Tanrı bizim çarmıhımızı, bizim ölümümüzü üstlenerek bize sonsuz hayat, kutsallık ve şan verdi.
GÜNÜN DUASI: Ey Rab İsa, sana nasıl teşekkür edebiliriz? Bunun hiçbir yolu yok. Seni sevebilir ve sana olan imanımızı koruyabiliriz. Yüce Baba, çarmıhın meyvelerini tümüyle vermesini sağla, öyle ki dünyanın dört bir yanındaki insanlar sana iman edip sonsuz yaşama kavuşsunlar. Amin.