“Birçokları giysilerini, bazıları da çevredeki ağaçlardan kestikleri dalları yola serdiler” (Markos 11:8).
“Kırmızı halı sermek.” Batı dünyası, önemli birini karşılamayı ifade eden bu deyimi kullanır. Mesih’i karşılayan kalabalık da benzer düşünceler içindeydi. İsa’nın öğrencileri sevinçle cübbelerini eşeğin sırtına atarak eyerin yerini kıyafetlerle doldurabilmek için ellerinden geleni yaptılar. Diğer insanlar da sırtlarındaki elbiselerini yola sererek Mesih için krallara layık bir karşılama yapmışlardı. Bütün bunlar biraz düzensiz ve gelişigüzel olmuş olsa da neşe ve sevgi içeriyordu.
Bu adamlar ve çocuklar kipkirli elbiselerle eve geldiklerinde ev kadınlarının tepkisini merak etmiyor değilim. Aslında tahmin de edebiliyorum kadınların ne söyleyeceklerini. Benim merak ettiğim erkeklerin nasıl bir açıklama yaptığı. “İsa Mesih içindi” demişlerdi büyük ihtimalle. “Kirli giysiler için çok üzgünüm ama İsa Mesih içindi bunlar. Beni anlamalısın.”
Orada olan kadınlar muhtemelen anlamışlardı. Mesih’le tanışmış, O’nun tarafından iyileştirilmiş, affedilmiş veya bereketlenmiş olanlar da anlamışlardır. Sırtımızdaki cübbeler mi? Yaşamlarımız mı? Yoksa kalplerimiz mi? Hiçbiri Mesih’e yeterince layık değildir. O’nun için hiçbir şey yeterince iyi değildir.
Nihayetinde İsa Mesih de kirli çamaşırları temizleyecekti. Sabunla suyla yıkamasa da ruhsal olarak bizleri günahtan arındırıyor ve kendisinde mükemmel kılıyor. Bir krala yakışır olalım diye. Bunu da kendi kanıyla yaptı.
GÜNÜN DUASI: Ey Rab İsa, beni tertemiz kıl ki sana ait olabileyim. Amin.