Askerler O’nu çarmıha gerdikten sonra kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar. (Matta 27:35)
Neredeyse hepimiz utancın nasıl bir duygu olduğunu biliriz. Uzun zaman önce yaptığımız ve neredeyse unutulmuş işlerimiz gün yüzüne çıktığında utançtan insan içine çıkamaz hale gelebiliyoruz. Bizim hatamız olmadığını bildiğimiz halde bize yapılan bir şey için de utanç duyuyoruz. Yardım edemeyeceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz bir şey için utanç duyuyoruz. Utanç duyulacak bir şey olmasa bile acıya neden olabiliyor.
Askerler Mesih’i çarmıha gerdiklerinde kıyafetini çıkarıp atmışlardı. İsa Mesih’i tasvir eden bütün tablolarda Rabbimiz belden aşağısı yırtık bir bez parçasıyla kapatılacak şekilde çizilir. Aslında bu, gerçeklikten ziyade, bizim kafamızdaki tasvirdir. Romalılar insanları çarmıha çıplak olarak gererlerdi. Utanç da bu cezanın bir parçasıydı.
Mesih bunu da bizler için yaptı. Dünyaya acılarımızı olduğu kadar utancımızı da almak için gelmişti. Bizi onurlandırmak, rahata erdirmek ve yüceltmek için utancımızı üzerine aldı. Sonsuz sevgisiyle bizleri giydirebilmek için kendisi çıplak öldü.
İsa Mesih’in üzerine almadığı en küçük utanç bile yok. Utancımızı alıp kendisini veriyor bize Rab’bimiz.
Galatyalılar mektubu 3.bölüm 27.ayette şöyle yazar:
“Vaftizde Mesih’le birleşenlerinizin hepsi Mesih’i giyindi” (Galatyalılar 3:27). Tanrı bize bakınca Mesih’te birleşen sevgili çocuklarını görüyor.
GÜNÜN DUASI: Kurtarıcı’m İsa Mesih, utancımı ortadan kaldırdığın için sana şükürler olsun. Her işimde seni sevgiyle anmam için kalbime iman ver. Amin.