İsa’nın çarmıhının yanında ise annesi, teyzesi, Klopas’ın karısı Meryem ve Mecdelli Meryem duruyordu. İsa, annesiyle sevdiği öğrencinin yakınında durduğunu görünce annesine, “Anne, işte oğlun!” dedi. Sonra öğrenciye, “İşte, annen!” dedi. O andan itibaren bu öğrenci İsa’nın annesini kendi evine aldı. (Yuhanna 19:25-27)
Geçenlerde eşimle beraber oturduk ve biz öldükten sonra neler olabileceği hakkında konuştuk. En zor konulardan biri de eğer ikimiz de aynı anda ölürsek oğlumuzun durumunun ne olacağıydı? Ona kim bakacaktı? Onu kim sevecek, kim onun yakınında bulunacaktı?
İsa da sevdiği insanlarla ilgili olarak benzer bir soruyla karşılaştı. O’na inanan ve Yeruşalim’e kadar gidip çarmıhın gölgesinde O’nu izleyen annesi Meryem vardı. Bu acıyla yalnız bırakılamazdı. İsa’nın kardeşleri Meryem’i anlarlar mıydı? Meryem’in ona değer verecek, onu rahatlatacak birine ihtiyacı vardı; “Ben sana demiştim” diyecek insanlara değil. Bu nedenle İsa onu öğrencisi Yuhanna’ya emanet etti. Yuhanna Meryem’i kendi evine alacak ve ona kendi annesi gibi bakacaktı.
İsa bunu güvenle yapabilirdi çünkü O bütün halkını Baba’sı olan Tanrı’ya emanet etmişti. Bir keresinde şöyle demişti: “Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez” (Yuhanna 10:29). Eğer seni kötülükten özgür kılmak için ölmüş ve dirilmiş olan İsa’ya güveniyorsan sen de Baba’nın ellerindesin ve Kutsal Ruh sana da göz kulak oluyor. Bundan daha güvenli bir yer olabilir mi?
Dua Edelim: Ya Rab, beni ve bütün halkını Baba’mıza emanet ettiğin için sana şükrederiz. Amin.
Düşün ve Tartış
- En son ne zaman değerli bir şeyini bir arkadaşına ya da akrabana emanet ettin?
- Bir kimsenin sana emanet ettiği en değerli şey nedir?
- Tanrı, göz kulak olman ve ihtiyaçlarını karşılaman için sana kimi emanet ediyor?