“Göksel egemenlik, yolculuğa çıkan bir adamın kölelerini çağırıp malını onlara emanet etmesine benzer. “Adam, her birinin yeteneğine göre, birine beş, birine iki, birine de bir talant vererek yola çıktı. Beş talant alan, hemen gidip bu parayı işletti ve beş talant daha kazandı. İki talant alan da iki talant daha kazandı. Bir talant alan ise gidip toprağı kazdı ve efendisinin parasını sakladı. “Uzun zaman sonra bu kölelerin efendisi döndü, onlarla hesaplaşmaya oturdu. Beş talant alan gelip beş talant daha getirdi,
‘Efendimiz’ dedi, ‘Bana beş talant emanet etmiştin; bak, beş talant daha kazandım.’
“Efendisi ona, ‘Aferin, iyi ve güvenilir köle!’ dedi. ‘Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!’
“İki talant alan da geldi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘Bana iki talant emanet etmiştin; bak, iki talant daha kazandım.’
“Efendisi ona, ‘Aferin, iyi ve güvenilir köle!’ dedi. ‘Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!’
“Sonra bir talant alan geldi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘Senin sert bir adam olduğunu biliyordum. Ekmediğin yerden biçer, harman savurmadığın yerden devşirirsin. Bu nedenle korktum, gidip senin verdiğin talantı toprağa gömdüm. İşte, al paranı!’
“Efendisi ona şu karşılığı verdi: ‘Kötü ve tembel köle! Ekmediğim yerden biçtiğimi, harman savurmadığım yerden devşirdiğimi bildiğine göre paramı faize vermeliydin. Ben de geldiğimde onu faiziyle geri alırdım… Haydi, elindeki talantı alın, on talantı olana verin! Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek ve o bolluk içinde olacak. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak. Şu yararsız köleyi dışarıya, karanlığa atın. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.’ ”
Üzüm buğusu gibisin sen Firuze… Çoğumuzun ezbere bildiği bir şarkıdır bu. Bazıları “Bir kadına iltifat etmek için üzüm buğusundan başka bir söz kalmadı mı? Zaten üzüm buğusu da ne demek?” diye düşünür. Anlamını bilmeseler de çoğu kişinin kulağına da hoş gelir bu söz malum şarkıda. Anlamını bilenler ise mest olurlar. Çünkü üzüm buğusu güzelliği, masumluğu ve narinliği betimlemek için kullanılır. Çoğu kişi anlamını anlamazken, şarkının yazarı tüm o duygularını böylesine basit bir benzetmeyle sevdiğine anlatır.
İsa Mesih de öğrencilerine birçok benzetmelerle konuştu ve tıpkı bahsettiğimiz şarkıda olduğu gibi çoğu kişi hayranlıkla dinlese de asıl söylenileni anlayamadılar. Bu parçayla ilgili olarak bazıları Tanrı’nın kötü olduğu sonucuna vardı çünkü kölelerden biri efendisine ne kadar gaddar ve sert biri olduğunu söylüyordu. Bazıları ise bu benzetmeye bakıp faizle para vermek normaldir deyip tefecilik gibi vicdana sığmayan uygulamalarını aklamaya çalıştı. Bazıları ise “cennete gitmek için çok çalışmam lazım yoksa o köle gibi cehenneme gönderilirim” diye korktu ve Hristiyanlığı tamamen yanlış anladı.
Peki bu benzetmenin anlamı nedir? İsa Mesih öğrencilerine ne söylemek istiyor?
İsa Mesih günahların kefaretini ödemek için çarmıha gerilmeli, üç gün sonra dirilmeli ve ardından ikinci gelişine kadar göklerde beklemeliydi. Bugün ki metinde İsa Mesih öğrencilerine işte bu ikinci gelişine kadar dünyada nasıl yaşamaları gerektiğini öğretiyor.
İmanla kurtulduğumuzu öğrettiğimiz için çoğu insan iyi ameller yapmadığımızı hatta bunun gereksiz olduğunu öğrettiğimizi düşünür. Aslında tam tersine Hristiyanlar İsa Mesih’in ikinci gelişini beklerler ve bu bekleyiş hiçbir şey yapmadan beklemek demek değildir. Hristiyanlar kendilerine verilen yetenek ve armağanlar ölçüsünde Mesih’i beklerken sorumluluk bilinciyle iyi ameller gerçekleştirirler. Böylece efendileri İsa Mesih geldiğinde iyi amellerinin ürününü görsün ve bunları onaylasın isterler.
Ne de olsa tıpkı benzetmede olduğu gibi verilen talantlar (ki talant bir para birimi olup oldukça yüksek miktarlardır) kölelerin ticaret yapıp parayı işlemesi için verilmiştir. Bu nedenle de efendiye daha fazlasını getirmek bir övgü meselesi değil zaten aslında görevleriydi. Üçüncü köle ise bu sorumluluğunun gerektirdiklerini yerine getirmedi. Bu da onun için pek iyi olmadı.
Tanrı her insana yetenekler, kilisesinin büyüyüp gelişmesi için de Hristiyanlara armağanlar ve görevler veriyor. Bizlerin de bize verileni iyi şekilde değerlendirmemizi, çalışmamızı ve iyi ameller yapmak için gayretli olmamızı istiyor.
Romalılar Kitabı 12.bölüm, 4 ile 13.ayetler arasında bu konuyla ilgili şöyle yazıyor:
“Bir bedende ayrı ayrı işlevleri olan çok sayıda üyemiz olduğu gibi, çok sayıda olan bizler de Mesih’te tek bir bedeniz ve birbirimizin üyeleriyiz. Tanrı’nın bize bağışladığı lütfa göre, ayrı ayrı ruhsal armağanlarımız vardır. Birinin armağanı peygamberlikse, imanı oranında peygamberlik etsin. Hizmetse, hizmet etsin. Öğretmekse, öğretsin. Öğüt veren, öğütte bulunsun. Bağışta bulunan, bunu cömertçe yapsın. Yöneten, gayretle yönetsin. Merhamet eden, bunu güler yüzle yapsın.
Sevginiz ikiyüzlü olmasın. Kötülükten tiksinin, iyiliğe bağlanın. Birbirinize kardeşlik sevgisiyle bağlı olun. Birbirinize saygı göstermekte yarışın. Gayretiniz eksilmesin. Ruhta ateşli olun. Rab’be kulluk edin. Umudunuzla sevinin. Sıkıntıya dayanın. Kendinizi duaya verin. İhtiyaç içinde olan kutsallara yardım edin. Konuksever olmayı amaç edinin.”
Demek ki Hristiyanlar İsa Mesih beni zaten kurtardı deyip tembelce oturmamalıdır. Kendilerine verilen yetenek, armağan ve görevler uyarınca hem kiliseye hem de dünyaya faydalı insanlar olmak için çalışmalılardır. Bu Tanrı’nın isteğidir.
Tanrı’nın İsa Mesih için de bir isteği vardı. Yuhanna Kitabı 6.bölüm 39.ayette, İsa Mesih şöyle diyor: “Beni gönderenin isteği, bana verdiklerinden hiçbirini yitirmemem, son gün hepsini diriltmemdir.”
Bazen sana verilenleri yeterince iyi kullanamadığını hissediyor hatta bunu biliyor da olabilirsin. Ama şundan emin ol, İsa Mesih üzerine düşen görevi mükemmel bir şekilde yerine getirdi ve getirecektir de.
Dua edelim: Ya Rab, kendi isteğin uyarınca herkese yetenekler, armağanlar ve görevler veriyorsun. Sorumluluklarımızı yerine getiremediğimiz için bizi bağışla. Sana sadık bir şekilde, hikmetle, temiz vicdanla ve sevgiyle hizmet edebilmemiz için bizi Kutsal Ruh’unla güçlendir. Amin.