İsa’nın Aydınlığı ve Biz

 

“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. Tanrı, Oğlu’nu dünyayı yargılamak için göndermedi, dünya O’nun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi. O’na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı’nın biricik Oğlu’nun adına iman etmemiştir. Yargı da şudur: Dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışık yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve yaptıkları açığa çıkmasın diye ışığa yaklaşmaz. Ama gerçeği uygulayan kişi yaptıklarını, Tanrı’ya dayanarak yaptığını göstermek için ışığa gelir.”

Müjde metnimizin ilk ayetine, “Küçük İncil” ya da “Müjde’yi Özetleyen Ayet” diyebiliriz: Tanrı dünyayı -yani insanları- o kadar çok sevdi ki biricik Oğlu’nu verdi. Ta ki O’na iman eden hiç kimse mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.

Ayetlerimizde, Tanrı Oğlu’na iman eden kişinin yargılanmayacağını da okuyoruz. Burada “yargılanmak” diye çevrilen sözcük, “hüküm giymek”, Tanrı tarafından “suçlu” ilan edilmek anlamındadır. Demek ki Mesih’teki kurtarışa iman etmek, ebedi yargıdan ve ilahi cezadan bizi kurtarır: Yani mahvolmaktan.

Çok şükür ki Tanrı Sözü bizim kalplerimizde bu kurtaran imanı yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. İbraniler Mektubu’nda İsa “imanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı” olarak tanımlanıyor (12:2). Yani bize imanı armağan eden, sözüyle kalplerimizde iman yaratan da, bu imanı yaşamlarımız boyunca bizde canlı tutan ve yetkinleştiren de, Tanrı’dır.

Ama, bu iman tam olarak nedir? Tanrı Oğlu’na iman etmek ne demektir? Elbette İncil’e ve İncil’de İsa hakkında yazılanların doğru olduğuna inanmak. O’nun bizim için canını verdiğini ve bu sayede bizi günahın egemenliğinden kurtardığını bilmek. Mesih’e güvenmek. Kutsal Kitap bize bir vaat veriyor: Bu gerçeklere iman eden biz imanlılar, yok oluşa değil sonsuz yaşama yönelmiş oluyoruz.

İsa bu dünyadaki hizmeti boyunca birçok harika iş yaptı. Hastaları iyileştirdi, körlerin gözlerini açtı, kötürümleri ayağa kaldırdı. Hatta ölüleri bile diriltti. Ama O bütün bunları yaparken insanların sadece bedensel sorunlarıyla ilgili değildi. İsa’yı bundan daha çok ilgilendiren, insanların ruhsal sorunuydu. Asıl yaşamsal sorunumuz budur çünkü: Günahkâr doğamız. Bizi Tanrı’dan uzaklaştıran şey budur. Ve bu bizi mahvoluşa götürebilecek kadar ciddi bir sorundur.

İsa Mesih’in yaptığı şifa mucizelerine ve diğer mucizelere baktığımızda onların, günahların bağışlanmasıyla yakından bağlantılı olduğunu görüyoruz. İsa bizim fiziksel sağlığımızdan çok, ruhsal sağlığımızla ilgiliydi dedik, çünkü bizim ebediyen mahvolmamızı değil, aksine sonsuz yaşama kavuşmamızı istiyordu. İsa bugün de her insan için aynı şeyi istiyor. O, insanları o kadar çok seviyor ki, onlar için canını verdi. O Vaftizci Yahya’nın ilan ettiği kişidir: “Dünyanın günahlarını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu.” (Yuhanna 1:29)

Demek ki İsa’ya iman etmekle biz de Vaftizci Yahya ile birlikte bunu söylemiş oluyoruz: İsa, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu’dur. İmanlı kardeşim, bunun senin için ne kadar önemli bir gerçek olduğunu görüyor musun? Tanrı’nın belirlediği kusursuz kurban kuzusu, çarmıhta verdiği canıyla, senin günahını ortadan kaldırmıştır. Yani seni günahlarının doğal sonucu olan mahvoluştan kurtarmış, sonsuz yaşama kavuşturmuştur. O gün çarmıhta gerçekleşen olay senin için işte bu kadar önemlidir.

İsa’nın can vermesi ve dirilişi boşuna değildi. Aksine tarihin ve evrenin en önemli olayıydı. Bu gerçekleri Kutsal Kitap’tan tekrar tekrar okumamız bu nedenle çok önemli. Tanrı Sözü bizim imanımızı diri tutar. İsa Mesih Tanrı Sözü’dür (Yuhanna 1:1-5;14) ve dünyanın, insanların ışığıdır (Yuhanna 8:12). İnsanları, dünyayı, işte bu Söz aydınlatır.

Öyleyse, Mesih’in Müjde’sini birbirimizle ve dünyayla paylaşmaya devam edelim. Öyle ki Elçi Pavlus’un “Tanrı gücüdür” dediği (Romalılar 1:17) bu Müjde Sözü’ne hem biz kendimiz sıkıca tutunuyor olalım, hem de bu sözü dünyaya duyuralım. Bu ışık olmadan önümüzü göremeyiz.

Ama Tanrı Sözü, İsa ile ilgili Müjde, henüz iman etmemiş olan dünya için de aynı şekilde hayati önemdedir. Dünya Müjde’yi tanımadığı ve ona değer vermediği ölçüde, karanlıktadır. Öyleyse İsa’nın öğrencileri olan biz imanlılar, Tanrı sözündeki ışığı bu dünyaya yansıtabilmeliyiz. Günahtan nefret ederek ve günahlarımızdan tövbe ederek, Mesih’e sadık ve O’na bağlı birer yaşam sürmeliyiz. Mesih’in ışığını dünyaya yansıtabilmek için kendi insani fikir, yöntem ve duygularımıza değil, sadece O’na güvenmeliyiz.

Çünkü İsa, O’nun ışığını dünyaya yansıtmak ve O’nun Sözü’nü dünyaya duyurmak için bizleri, kilisesini görevlendirirken bize bir güvence de vermiştir. Dirilmiş Mesih, öğrencilerine şöyle söylemiştir:

Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin; size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim. (Matta 28:18b-20)

Demek ki bizlerin, henüz Mesih’in sözünü duymamış olan insanlara bir borcumuz var. Onları, yaşamına paydaş olduğumuz Mesih’teki derin sevgiyle sevmek, onların da sonsuz yaşama kavuşmalarını, mahvolmamalarını gönülden istemek, onlara Mesih’in aydınlık Müjde’sini getirmek. Bütün dünyaya ışık getirmek için, Mesih’in bize verdiği ödev budur. O söz veriyor: “Her zaman sizinle birlikteyim” diyor. Öyleyse Mesih’teki kurtuluşumuzun sevincini bütün dünyayla paylaşmak için ihtiyacımız olan her şeyi zaten bize Tanrı veriyor. Yeter ki biz İsa’ya ve O’nun sözüne sadakatle bağlı kalmayı sürdürelim.

Dua Edelim: Göksel Baba’mız. Oğlun İsa Mesih aracılığıyla bize Kutsal Ruh’unu vermeye ve Söz’ünle kalplerimizi aydınlatmaya lütfen devam et. Müjde güçlü ve doğru bir biçimde duyurulsun ki,  onu işiten herkesi aydınlatsın ve sonsuz yaşama yöneltsin. Amin.

Facebook
Twitter
WhatsApp
E-Posta

Benzer Yazılar

Yorumlar