İyi Çoban’ın çağrısı

 

“Size doğrusunu söyleyeyim, koyun ağılına kapıdan girmeyip başka yoldan giren kişi hırsız ve hayduttur.

Kapıdan giren ise koyunların çobanıdır. Kapıyı bekleyen ona kapıyı açar. Koyunlar çobanın sesini işitirler, o da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı götürür. Kendi koyunlarının hepsini dışarı çıkarınca önlerinden gider, koyunlar da onu izler. Çünkü onun sesini tanırlar. Bir yabancının peşinden gitmezler, ondan kaçarlar. Çünkü yabancıların sesini tanımazlar.”

İsa onlara bu örneği anlattıysa da, ne demek istediğini anlamadılar.

Bunun için İsa yine, “Size doğrusunu söyleyeyim” dedi, “Ben koyunların kapısıyım. Benden önce gelenlerin hepsi hırsız ve hayduttu, ama koyunlar onları dinlemedi. Kapı Ben’im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur. Girer, çıkar ve otlak bulur. Hırsız ancak çalıp öldürmek ve yok etmek için gelir. Bense insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim.

Yalanla gerçek arasındaki farkı her zaman ayırt edebilir misin? İyiyi de, kötüyü de nerede görsen tanır mısın? İsa Mesih sana bu ayrım gücünü veriyor. Tanrı sözüne iman etmekle ve sadık kalmakla, sen gerçekle yalan, doğruyla sahte arasındaki farkı ayırt edebilirsin. Bu bilgelik bizlere kendi aklımız veya kalbimizden gelmez, bu bilgelik yerden değil gökten gelir: Onu bize Tanrı verir.

İsa, kendisinin İyi Çoban olduğunu söylüyor. Bu ne demektir. İyi bir çoban koyunları için neyse İsa’da imanlılar için, bir bakıma odur. Aslında sadece imanlılar için de değil: Bütün insanlar için. Çünkü O’nun yol göstericiliği olmadan hiçbir insan ruhsal ve ebedi kurtuluşa kavuşamaz.

İsa kendisinin kurtuluşa giden tek yol olduğunu söyler ve O bunu övünmek için değil, bize olan sevgisinden dolayı söylemektedir. O’ndan başka bir yolla Tanrı’yı tanımanın ve sonsuz cennet yaşamına kavuşmanın bir yolu yoktur.

İsa bu konuşmasında bir benzetme yaparak kendisini iyi çobana, “benden öncekiler” dediği kişileri de kötü, sorumsuz çobanlara, amacı koyunları çalmak ya da öldürmek olan dolandırıcılara benzetiyor. Ne kadar doğru! Tanrı yolunu gösterdiğini iddia eden ama aslında kendi dünyasal çıkarından başka bir şey düşünmeyen sahte öğretmenlerle, öğrencileri için canını veren iyi öğretmenin arasında büyük bir fark vardır. Koyunları öldürmek derdindeki sahte çobanlar, onları koruyup gözeten, onları seven iyi çobandan ne kadar uzaktırlar.

İsa, “benden öncekiler” derken Tanrı’nın Eski Antlaşma’daki peygamberlerini kastetmiyor. Eski Antlaşma peygamberleri Tanrı’dan aldıkları esinle her zaman İsa’yı yücelttiler. Her zaman kendilerinden sonra gelecek olan Kurtarıcı’nın, Mesih’in haberini verdiler. Ama bir de onlara inanmayanlar vardı. Tanrı’nın peygamberleriyle rekabet eden, kendi uydurdukları yalanlarla halkı kandırmaya, Tanrı yolundan döndürmeye çalışan sahte peygamberler.

Bu Tanrı düşmanlığı Mesih dünyaya geldiğinde doruğa ulaştı. Tanrı düşmanları önceki peygamberlere yaptıkları gibi Mesih’e de düşmanca davrandılar, hem de ne düşmanlık: O’nu çarmıha gererek öldürdüler. Amaçları Tanrı Sözü’nün insanlar arasında etkisini yitirmesi, insanların onların yalanlarına kanıp mahvolmalarıydı.

Ama Tanrı Sözü ölümsüzdür. Dünyaya bir insan olarak gelmiş olan Tanrı Oğlu İsa, çarmıha gerildikten ve ruhunu teslim ettikten üç gün sonra dirildi. Bu, Tanrı’nın sonsuz yaşamının, günah ve ölüm karşısında kazandığı zaferdir. İsa, O’nun sözüne inanan insanları kendi zaferine ortak edeceğini vaat ediyor.

Biz O’na gelip O’nda kaldığımız, o İyi Çoban’ın kuzuları olduğumuz zaman, O’nun sesini tanıyoruz. Tanrı’nın Sözü’yle insanların uydurdukları arasındaki farkı sezebiliyoruz. Neyin iyi neyin kötü olduğunu biliyoruz. Bunun için üniversiteler bitirmemize gerek yoktur. Bu bilgeliği bize bizzat İsa veriyor. Sözüyle, vaftiziyle ve kutsal Sofra’sıyla.  O zaman bir koyunun çobanının sesini tanıdığı gibi biz de Tanrı’mızı tanıyoruz. O’na giden doğru yolda yürüyoruz. Mesih İsa’nın Yuhanna 14:6’da dediği gibi: “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im. Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.”

İsa bizi üçlü birlik olan Tanrı’nın yaşamına, gerçek yaşama, “bol yaşama” davet ediyor. Gökten inen yaşam ekmeği O’dur; demek ki İsa bizi kendisine davet ediyor. Bu çağrı bütün insanlara yapılıyor. İyi çobanımız bizi korumak ve Tanrı’nın huzuruna sağ salim çıkarmak için bizi bütün sevecenliğiyle çağırıyor. Bize yol gösteriyor. Bizi gecenin soğuğundan, karanlığından koruyor. Görüyoruz ki İsa bizim sığınağımız, yuvamızdır. O İyi Çoban, kuzularını kurtlardan, yırtıcı hayvanlardan da koruyor ve onları güvenlik içinde yaşatıyor. 23.Mezmur’daki ifadeyle, ‘sakin suların kıyısına götürüyor’. Demek ki İsa bizim özgürlüğümüzdür. Gerçekten de, İsa bu dünyaya gelmemiş olsaydı, bizler günahın kölesi olmaya devam edecektik.

Peki, kardeşim, O bizden bunun karşılığında ne istiyor? Bu İyi Çoban o kadar iyidir ki, bu hizmeti karşılığında ne senden ne benden bir ücret istemiyor. O’nun bizden tek istediği kendisine güvenmemizdir. Kendi aklımıza ya da hoşumuza giden sahte öğretilere değil, sadece O’nun sözüne güvenmemiz. Gerçeğin sesini duyacak, onu yalandan ayırt edecek iman ve bilgeliği de bize yine İsa veriyor. O’nun kurtuluş Müjde’si bizi günahlarımızdan arındırıyor, bizi Baba’mızın huzuruna arınmış bir halde, güven ve esenlik içinde çıkabilmemiz için hazırlıyor.

Dua Edelim: Göksel Baba’mız. Rab’bimiz İsa Mesih’i bizi doğru yolda güven ve esenlik içinde yürütecek İyi Çoban’ımız olarak gönderdiğin için sana şükrediyoruz. Biz her zaman O’nun sözüyle sevinç bulalım ve O’nu izleyelim. Amin.

Facebook
Twitter
WhatsApp
E-Posta

Benzer Yazılar

Yorumlar