Sağlam Temel

 

“İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. Bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur.”

İsa konuşmasını bitirince, halk O’nun öğretişine şaşıp kaldı. Çünkü onlara kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi öğretiyordu.

Karısına sürekli olarak “Seni seviyorum” diyen bir adam düşün. “Seni seviyorum” güzel bir sözdür, değil mi? Birine söyleyebileceğimiz belki de en güzel söz. Ama, karısına her fırsatta seni seviyorum diyen bu adamın yaptıkları, davranışları bu söze uygun değilse, ne düşünmeliyiz? Sence bu adam gerçekten karısını seviyor mudur?

İsa, kendisini Rab diye çağıran kişilerin, söylediklerini yapmaları gerektiğini belirtir. “Niçin beni ‘Ya Rab, ya Rab’ diye çağırıyorsunuz da söylediklerimi yapmıyorsunuz?” diye sorar bize. Luka 6:46

Senin İsa’yı Rab olarak kabul ettiğinin göstergesi, O’nun dediklerini yapman, uygulamandır. Eğer dediklerini yapmıyorsan, O’nun öğrencisi, izleyicisi olduğunu nasıl söyleyebilirsin?

Bir işyerinde patronunun, ya da okulda öğretmeninin sana söylediklerini yerine getirirsin, değil mi? Eğer bir öğrenci, öğretmeninin sözlerini önemsemiyor, verdiği ödevleri yapmıyorsa, onun iyi bir öğrenci olduğunu söyleyebilir miyiz?

Öyleyse biz Hristiyanların İsa’nın buyruklarını ve öğretilerini dikkatle yerine getirmekte bu kadar ağır davranmamızın açıklaması nedir?

Kabul etmeliyiz ki çoğu zaman durum budur. İsa’nın sevgi ve merhamet dolu olduğunu biliyoruz. Evet biz ne kadar itaatsiz olursak olalım İsa’nın bize olan sevgisi azalmaz. Ama bu, O’nun buyruklarını hafife almamızı haklı çıkarır mı? Elbette hayır, değil mi? O’nun dediklerini yapmamamız, O’na olan sevgimizin ve güvenimizin eksik olduğunu gösterir.

Senin için canını veren birine şükranını bu şekilde ödeyebilir misin? O’nun dediklerini önemsemeyerek, yerine getirmeyerek?

Kutsal Kitap bize imanımızın göstergesinin iyi işler olduğunu öğretiyor. Bizi iyi işlerimiz kurtarmaz ama iyi işler imanımızın birer göstergesi ve doğal sonucudur.

İncil’in Yakup Mektubu bölümünde şöyle yazılıdır:

Kardeşlerim, bir kimse iyi eylemleri yokken imanı olduğunu söylerse, bu neye yarar? Böylesi bir iman onu kurtarabilir mi? Bir erkek ya da kız kardeş çıplak ve günlük yiyecekten yoksunken, içinizden biri ona, “Esenlikle git, ısınmanı, doymanı dilerim” der, ama bedenin gereksindiklerini vermezse, bu neye yarar? Bunun gibi, tek başına eylemsiz iman da ölüdür. (Yakup 2, 14 ila 17.ayetler)

Görüyoruz değil mi? iman ölüyse, Hristiyanca iyi işler kişide görülmüyor. Ama iman varsa, iyi eylem de mutlaka onunla birlikte görülür.

Biz iyi eylemler yaparak kendimizi Tanrı önünde aklayamayız. İsa’nın çoktan gerçekleşmiş olan kurtarış eylemine bir katkıda bulunamayız. Bizim kurtuluşumuz İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümü ve üç gün sonra dirilişiyle zaten gerçekleşmiştir. Bu kazanılmış bir zaferdir. Bu bizim ve bütün insanlar için hazır bekleyen bir lütuftur. Buna hiçbir şey ekleyemeyiz.

Ama yapabileceğimiz ve yapmamız da gereken bir şey var. Tanrı’ya teşekkür edip bu kurtuluş lütfunu kabul etmek.

Mesih’e olan sevgimiz ve imanımız O’nun sözlerini yerine getirmemizi, yani iyi eylemlerde bulunmamızı sağlar. Bu eylemlerimiz kurtulmak için değil, kurtulduğumuz için yaptığımız işlerdir.

Aynı Yakup Mektubu’nun birinci bölümünde de şu sözleri buluyoruz:

Tanrı sözünü yalnız duymakla kalmayın, sözün uygulayıcıları da olun. Yoksa kendinizi aldatmış olursunuz. Çünkü sözün dinleyicisi olup da uygulayıcısı olmayan kişi, aynada kendi doğal yüzüne bakan kişiye benzer. Kendini görür, sonra gider ve nasıl bir kişi olduğunu hemen unutur. Oysa mükemmel yasaya, özgürlük yasasına yakından bakıp ona bağlı kalan, unutkan dinleyici değil de etkin uygulayıcı olan kişi, yaptıklarıyla mutlu olacaktır.

Nasıl kişiler olduğumuzu unutmayalım sevgili kardeşlerim. Biz insanlar günahkâr tabiatlı, kendisini kurtarma ve iyi eylemlerde bulunma yeteneği olmayan varlıklarız. İyi olmak için tamamen Tanrı’ya ve O’nun sözüne muhtacız. Bu gerçeği unutursak, İsa’nın bize söylediklerini değil de kendi fikirlerimizi uygulamaya çalışır, sonuç olarak da büyük bir hüsrana uğrarız. Evini kum üzerine inşa etmeye kalkan akılsız adam örneğindeki gibi, korkunç bir yıkımla karşılaşırız.

İsa’nın, Müjde metnimizdeki bu sözlerinden hemen önce söylediği gibi, İsa’ya ‘Rab’ diyenler ama O’nun dediklerini önemsemeyenler, yapmayanlar Göklerin Egemenliği’ne, cennete giremez. Ama kimler girer? Rab’bimiz diyor ki: “Ancak göklerdeki Babam’ın isteğini yerine getiren girecektir.”

Göklerdeki Baba’mızın isteği, İsa Mesih’in sözünü dinlememiz ve uygulamamızdır. Bize armağan edilmiş lütfu elimizin tersiyle itip reddetmek yerine şükranla kabul etmektir. İsa diyor ki: Size söylediğim sözler Ruh’tur, yaşamdır. O’nun sözlerini sadece duymakla kalmayıp, uygularsak, işte o zaman İsa bize harika bir vaatte bulunuyor: “İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur.”

Evet kardeşim. Sen İsa’nın sevgi yolunda yürüdüğün, O’nun sözünü dinlediğin ve buyruklarını yerine getirdiğin zaman, O’nun senin için çarmıhta kazanmış olduğu sonsuz cennet yaşamını kabul etmiş oluyorsun. Seni kurtaran Rab’bine, İsa Mesih’e bir şükran ifadesi olarak iyi ve doğru yaşıyor, davranıyorsun. Ve etrafında ne kadar güçlü fırtınalar koparsa kopsun, ne büyük zorluklar başgösterirse göstersin korkmana gerek yok. Çünkü sen İsa’nın sözünü dinliyor ve uyguluyorsun. Evini bu sonsuz derecede sağlam temel üzerine inşa ediyorsun. Evin asla yıkılmayacak. Sen iyi bir mühendis veya mimar olduğun için değil. Temeli sağlam olduğu için. Tanrı Sözü olduğu için.

Dua Edelim: Göksel Baba, bize Oğlu’n İsa Mesih’i gönderdiğin ve böylece bizi günahtan kurtardığın için sana şükrediyoruz. Biz Mesih’in bütün sözlerini iyi dinleyelim ve uygulayalım. Böylece O’nun bize lütfettiği ebedi kurtuluşu şükranla kabul edelim. Amin.

Facebook
Twitter
WhatsApp
E-Posta

Benzer Yazılar

Yorumlar