Sevgi ve İman Yolculuğuna Davet Hristiyanlık, sevgi, kabul ve Tanrı’nın sınırsız lütfunu temel alan bir inanç sistemidir. Bu inanç, sadece doğuştan Hristiyan olanları değil, yaşamlarının herhangi bir noktasında Hristiyan olmayı seçen herkesi kucaklar. Peki, bir kişi sonradan Hristiyan olabilir mi? Bu soru, Tanrı’nın sevgisine ve İsa Mesih’in kurtarıcılığına dair bir yolculuğa çıkmak isteyen birçok insanın…
Hristiyanlıkta ibadet, Tanrı’ya olan sevgi ve bağlılığı ifade etmenin temel bir yoludur. İbadet, Hristiyanların Tanrı’yı yüceltme, O’na şükranlarını sunma ve O’nunla derin bir ilişki kurma arayışının bir ifadesidir. İbadet, sadece belirli ritüelleri yerine getirmekten ibaret değildir; aynı zamanda Tanrı ile yaşamın her alanında bağlantı kurmayı içerir.
Hristiyan Olmanın Temeli: İsa Mesih’e İman Hristiyan olmanın özünde, İsa Mesih’e olan iman yer alır. Hristiyanlar, İsa Mesih’in Tanrı’nın Oğlu olduğuna ve insanlığın günahlarını bağışlamak için dünyaya geldiğine inanırlar. İsa’nın çarmıhta ölümü ve üç gün sonra dirilişi, Hristiyan inancının temel taşlarıdır. Yuhanna İncili’ndeki bir ayet bu inancı özetler: “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi…
Günah, Hristiyanlıkta Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi derinden etkileyen temel bir kavramdır. Kutsal Kitap, günahın ne olduğunu, insan hayatındaki etkilerini ve Tanrı’nın bu konudaki çözümünü detaylı bir şekilde açıklar. Hristiyan olmayanlar için günah kavramının Kutsal Kitap’taki yerini ve önemini anlamak, Hristiyan inancını daha iyi kavramalarına yardımcı olabilir. Bu makalede, günahın Kutsal Kitap’taki tanımını, insan yaşamındaki…
Hristiyan inancı, cennet ve cehennem kavramlarını Kutsal Kitap’a dayandırır ve bu iki gerçek, Hristiyan öğretisinin temel taşlarını oluşturur.
Tanrı hakkında bir makale yazmak pek kolay değil aslında. Hristiyanların Tanrı’sının, yani Kutsal Kitap’ta tasvir edilen ve yaptıkları aracılığıyla çağlar boyunca bilinen Tanrı’nın tanımını yapacağız. Ve böyle güçlü bir kişiliği tanımlamaya çalışmak, gerçekten de olanaksız derecede zor bir iş gibi görünüyor.
Haberlerde mucizelere rastlamak neredeyse sıradan bir şey oldu. İnternet sayfaları mucizevi iyileşmeler, İsa’nın kefeninin resmi, kazadan kıl payı kurtulan uçaklar gibi haberlerle dolu. Hristiyanlar bütün bunlara gerçekten inanıyor mu? Yoksa sadece saflar mı? Mucizelere neden inanıyorlar? Mucizeler konusunda inandıkları şey tam olarak nedir?
Günün herhangi bir saatinde bir haber kanalını açın veya en sevdiğiniz haber sitesine bakın. Hangisi olduğu pek önemli değil. Kötülük her yerde. Deprem, savaş, kuraklık, salgın hastalıklar, tsunamiler, nükleer felaketler, açlıktan ölen çocuklar, terörist saldırıları … gibi dehşet verici hikâyelere rastlamanız uzun sürmeyecek. Kanser, çocuk düşüklükleri, ilişki problemleri, işten atılma, ev yangınları gibi kötü şeyler de…
Hiç kaygı duymadıysanız, lütfen bunun sırrını söyleyin! Kaygı bu yüzyılda herkesin başına gelen bir durum oldu. Hepimiz evin geçimini sağlamak, sevgiyi aramak, sevdiklerimiz olmadan bir gelecek düşünmek, ödev yetiştirmek gibi birçok konuda kaygıya düşebiliyoruz.
Bu makaleyi “İçsel huzur nerededir?” sorusunu düşünerek açmış olabilirsiniz. Eğer kastettiğiniz, “Hayatımı mahveden olayları nasıl durdurabilirim?” ise ne yazık ki cevabı: “hiçbir şekilde”. Yaşam için “duraklat düğmesi” henüz keşfedilmedi. Eğer keşfederseniz bize de söyleyin! Bizim de ihtiyacımız var.
