Sözcük anlamı ‘topluluk’, ‘cemaat’ olan ‘kilise’ sözcüğü, farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilmektedir. Gündelik konuşmada en çok, ‘bir Hristiyan topluluğunun bir araya geldiği, ibadet ettiği, tapınma amacıyla yapılmış bina’ anlamıyla kullanılır. Örneğin, ‘Arkeolojik kazılarda eski bir kilisenin kalıntıları bulundu’ gibi bir cümlede kilise sözcüğü bu anlamda kullanılmaktadır.
‘Kilise’, ayrıca, bir Hristiyan mezhebi ya da alt-mezhebi anlamında da kullanılabilir. Örneğin; Roma Katolik Kilisesi, Rum Ortodoks Kilisesi, Luteryen Kilisesi gibi tabirlerde, sözcük bu anlamıyla kullanılmaktadır.
Bazı akademik nitelikli metin ya da konuşmalarda, ‘kilise’ sözcüğünün, bir tarihsel kurumu adlandırmak için kullanıldığını da görürüz. Örneğin ‘kilise ve devlet ilişkileri’ gibi bir ifadede, kilise kavramı bu anlamıyla kullanılmaktadır.
Bütün bu anlamlarının yanı sıra kilise, yerel herhangi bir Hristiyan cemaatini de ifade edebilir. Örneğin bir Hristiyanın, aynı cemaate mensup bir başka kişiye, ‘Bizim kilisemiz bu Noel Bayramı’na nasıl hazırlannacak?’ diye sorduğunu düşünelim. Bu kişi, ‘kilise’ sözcüğünü bu şekilde, ‘yerel cemaat’ anlamıyla kullanmaktadır.
Ve nihayet Kilise sözcüğü, bütün Hristiyanlık camiasını kapsayan imanlılar toğluluğu anlamıyla da kullanılır. Bu nihai anlamıyla Kilise, bütün Hristiyanlıktır. Hristiyan imanının kadim ‘amentü’ (iman bildirisi) metinlerinden olan İznik-İstanbul İman Bildirisi’nde söz edilen “Tek, gerçek, evrensel imanlılar topluluğu’ işte bu anlamıyla kilisedir.
İsa: Ben Kilisemi Bu Kaya’nın Üzerine Kuracağım
Mesih İsa İncil’de kilisesini sağlam bir kaya üzerine kuracağını ve bu sağalm temelin ne olduğunu İncil’de bu sözlerle belirtir. İncil’in Matta kitabı, 16. Bölüm’de bu konuşma bize anlatılmaktadır.
İsa, Filipus Sezariyesi bölgesine geldiğinde öğrencilerine şunu sordu: “Halk, İnsanoğlu’nun kim olduğunu söylüyor?” Öğrencileri şu karşılığı verdiler: “Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimi de Yeremya ya da peygamberlerden biridir diyor.” İsa onlara, “Siz ne dersiniz” dedi, “Sizce ben kimim?” Simun Petrus, “Sen, yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin” yanıtını verdi. İsa ona, “Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!” dedi. “Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam’dır. Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus’sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım (Matta 16:13-18a).
Kutsal Ruh Kiliseleri Kurar:
İncil’deki Elçilerin İşleri bölümü, İsa’nın bu işi nasıl yaptığını, merkezi Yeruşalim Kilisesi (cemaati) olan ve Doğu Akdeniz havzasındaki imanlıların nasıl organize olduklarını, Kutsal Ruh’un kilisenin bu oluşum sürecinde nasıl etkin olduğunu anlatır. Dünyanın başka bölgelerinde de Kutsal Ruh benzer şekilde çalışarak İsa’nın kilisesini inşa etmiştir.
Bütün Yahudiye, Celile ve Samiriye’deki inanlılar topluluğu esenliğe kavuştu. Gelişen ve Rab korkusu içinde yaşayan topluluk Kutsal Ruh’un yardımıyla sayıca büyüyordu (Elçilerin İşleri 9:31).
Kilise İsa’nın Bedenidir
Tanrı O’nu bütün yönetimlerin, hükümranlıkların, güç ve egemenliklerin, yalnız bu çağda değil, gelecek çağda da anılacak bütün adların çok üstüne çıkardı. Her şeyi ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı. O’nu her şeyin üzerinde baş olmak üzere kiliseye verdi. Kilise O’nun bedenidir, her yönden her şeyi dolduranın doluluğudur (Efesliler 1:21-23).
Bu temel anlamıyla ‘Kilise’, yani bütün dünyadaki, bütün zamanları kapsayan, imanlıların tamamı, İsa Mesih’in bu dünyadaki bedenidir. O ölümü ve dirilişinin ardından öğrencileriyle kırk gün boyunca bir araya geldi ve onlara neler yapacaklarını, O’nun diriliş ve kurtarış Müjdesini dünyaya nasıl duyuracaklarını anlatarak, Kutsal Ruh’unu onlarla paylaştı. O günden başlayarak dünyanın sonuna dek, Tanrı’nın Kutsal Ruh’u, İsa Mesih’in kilisesini kurmaya, bütün halklardan, bütün uluslardan insanları bu imanlılar toğluluğuna katmaya devam etmektedir. Göğe alınmış ve Baba Tanrı’nın huzurunda O’nunla birlikte ebediyen hüküm süren Mesih, bu dünyadaki varlığını Kutsal Ruhu’yla ve bedeni olan imanlılar topluluğu aracılığıyla sürdürmektedir.
Kiliselerde düzenli aralıklarla gerçekleştirilen Rabbin Sofrası ayininin bir adının da ‘Komünyon’ olmasının nedeni budur. Bu sözcük, birlik, bir olma anlamlarına gelir. Bununla hem imanlıların birbirlieriyle bir ve bütün olmaları, hem de kilisenin bir bütün olarak Mesih’le, dolayısıyla bizzat Tanrı’yla bir olması anlatılmış olur. İncil’in Yuhanna kısmında 17. Bölüm’de Mesih İsa’nın duası bu bakımdan bilgilendirici ifadeler içerir. Örneğin:
(…) bana ilettiğin sözleri onlara ilettim, onlar da kabul ettiler. Senden çıkıp geldiğimi gerçekten anladılar, beni senin gönderdiğine iman ettiler (Yuhanna 17:8).
(…) Kutsal Baba, onları bana verdiğin kendi adınla koru ki, bizim gibi bir olsunlar (Yuhanna 17:10-11).
Demek ki, Hristiyan Kilisesi, dünyada, tarih içinde Mesih’in Ruhu’nun yönetimi altında olan imanlılar tolpluluğu ve birliğidir. Farklı mezhepler, bu iman birliği içindeki makul yorum farklarından başka bir şey değildir ve birliği zedelemezler. Bu evrensel topluluğun dünyadaki varoluş nedeni, Mesih gibi, bütün yaratılışa ve dolayısıyla Baba Tanrı’ya hizmet etmektir. Mesih’in Kilisesi bu görevini Tanrı’nın Sözü ve Ruh’unun yönlendirmesiyle yerine getirir. Kilise’nin dünyadaki varoluş nedeni üç yönlü diyebileceğimiz işte bu hizmettir: Dünyaya Mesih İsa’nın diriliş ve Kurtarış Müjdesini duyurmak, Tanrı’ya Mesih aracılığıyla sürekli olarak dua ederek O’nun bereketlerini tüm dünyaya yaymak, ve Mesih’in sevgisini bütün insanlığa ve bütün yaratılışa ulaştırmak.