“Sen de, ey çocuk, Yüceler Yücesi’nin peygamberi diye anılacaksın. Rab’bin yollarını hazırlamak üzere önünden gidecek ve O’nun halkına, Günahlarının bağışlanmasıyla kurtulacaklarını bildireceksin. Çünkü Tanrımız’ın yüreği merhamet doludur. O’nun merhameti sayesinde, Yücelerden doğan Güneş, karanlıkta ve ölümün gölgesinde yaşayanlara ışık saçmak ve ayaklarımızı esenlik yoluna yöneltmek üzere yardımımıza gelecektir.” Luka 1:76-79
Hiç tamamen karanlıkta kaldınız mı – hiçbir şey göremeyeceğiniz kadar derin bir karanlıkta? Oturmaktan başka yapabileceğiniz güvenli bir şey yoktur. Yürüyemezsiniz, tehlikeden kaçamazsınız. Kesinlikle kaybolursunuz. Tek yapabileceğiniz bulunmayı beklemektir. Ve işte, uzaktaki bir feneri ilk gördüğünüzde hissedeceğiniz büyük sevinç! Tanrı bize daha da iyi bir şey verdi – bize ışık vermesi için güneşin kendisini, yani bizzat kendi Oğlu İsa’yı gönderdi.
Bir el feneri geçici kullanım için yeterli olacaktır. Ama huzur, sevinç ve her yönden yararlılık için gerçekten güneşin kendisine ihtiyacınız var, değil mi? O zaman asla yanlış yola sapmazsınız. Tehlike ve ölümün gölgeleri ortadan kalkar; özgürce yürüyebilirsiniz. Bu İsa’nın armağanıdır – cennetin Gerçek Işığının yeryüzüne indiği ve bir daha asla karanlıkta titremeyeceğimiz bilgisi. O’nun Kendisi, adımlarımıza esenlik yollarında rehberlik etmek için bizimle birlikte olacaktır. Ölümün gölgesindeki vadide yürürken bile ışığa sahip olacağız; çünkü bizim için canını feda eden İsa, bizi ölümden çıkarıp diğer tarafa, görkemli dirilişine götürecektir.
Dua Edelim: Sevgili Tanrım, bana ışığını sonsuza dek ver. Amin.
